One of the posts

Almanya Gezilecek Yerler Listesi | En Güzel 15 Yer!

Uzun ve köklü tarihi ile ön plana çıkan Almanya, dünyanın en favori göç destinasyonları arasında yer alıyor. Batı ve Orta Avrupa’da yayılma gösteren ülke, özellikle sıcaklıkların artmaya başladığı ilkbahar ve yaz aylarında yoğun bir turist popülasyonu ile karşılaşıyor. Siz de modern Avrupa ülkesine tatil planları yaparak, Almanya gezilecek yerler içerisindeki önemli şehirleri ve mekanları keşfedebilirsiniz.


1871 yıllarında ulusal birliğini tamamlamış olan Almanya, 16 federal alt bölgesi ile her yıl pek çok turisti ağırlıyor. Müzik, tiyatro ve felsefe gibi sanat dalları alanında Avrupa medeniyetine büyük katkılar yapan modern ülkeye uçuşunuzu gerçekleştirerek, kültürel ve tarihi bir gezi deneyimi yaşayabilirsiniz.


Uzatmadan Almanya gezilecek yerler listemizde detaylara geçelim…


1. Berlin


Tarihi dokusu, renkli gece yaşantısı, dar sokakları ve sanatsal faaliyetleriyle ilgi toplayan başkent Berlin, Almanya gezilecek yerler çizelgesinin başında geliyor.

Şehrin tam merkezi noktasında, 1989’da Berlin Duvarı‘nın yıkılmasından sonra önem kazanan Potsdamer Meydanı dikkatleri çekiyor.

Avrupa’nın bohem ruhunu yansıtan meydanda ister alışveriş merkezlerini gezebilir isterse de renkli caddelerde yürüyüşe çıkabilirsiniz.


Berliner Dom, Brandenburg Kapısı, Gendarmenmarkt, Bellevue Sarayı, Olympiastadion ve Charlottenburg Sarayı gibi  mimari yapıtları gezerek tarihi anlara şahit olabilirsiniz.


Berlin gezilecek yerler


Berlin’de nerede kalınır?


2. Münih


Yaklaşık 1,5 milyon kişiye ev sahipliği yapan Münih, Bavyera eyaletinin başkenti  olarak biliniyor. BMW Müzesi, Munich Residenz, Frauenkirche ve Nymphenburg Sarayı, Theatinerkirche ve İngiliz Bahçesi şehrin başlıca gezilecek yapıtlarını temsil ediyor.

Eski meydanları ve kiliseleri ile görülmeye değer olan şehir, asıl ününü Oktoberfest bira festivali ile yansıtmış durumda. Ekim ayının başında düzenlenen festival, her yıl milyonlarca insan tarafından rağbet görüyor.

Günün her saati kalabalık olan Marienplatz Caddesi, 1158 yılından beri şehrin ana meydanı olarak önemini koruyor. Mariensaule, St. Peter Kilisesi ve Neues Rathaus da bölgede rastlayabileceğiniz diğer yapılar arasında.

Münih gezilecek yerler

Münih’te nerede kalınır?


3. Frankfurt


Almanya’nın ticari açıdan gelişmiş kenti Frankfurt; sanat müzeleri, galerileri, eşsiz tarihi binaları ve eğlence dolu fuar organizasyonları ile kültür turizmi açısından ziyaretçilerini etkilemeyi başarıyor.

690.000’ü aşkın nüfusa sahip olan ve Main Nehri ile çevrili olan şehirde, klasik- modern yapıları iç içe görmek mümkün.

Senckenberg Müzesi, Frankfurt Katedrali, St Paul Kilisesi ve Goethe’nin Evi, görülmesi gereken tarihi noktaları oluşturuyor. Palmengarten ve Frankfurt Zoological Garden, yemyeşil dokusu ile doğaseverleri kendine çekiyor.

Frankfurt gezilecek yerler


4. Hamburg


1200 yıllık köklü geçmişiyle öne çıkan Hamburg, bünyesindeki 100’e yakın konsolosluğu sayesinde “Dünyaya Açılan Kapı” olarak adlandırılıyor.

Alster ve Elbe nehirleri arasında kurulu bulunan şehrin bünyesinde doğal göller, tabiat parkları ve köprüler geniş bir yer kaplıyor. Dünya’nın en büyük konteyner liman özelliğine sahip şehirde, gezinize ilk olarak Rathausmarkt caddesinden başlayabilir ve bölgede bulunan Hamburg Belediye Binası‘nı gezebilirsiniz.

Ardından tatilinizin süresine göre Uluslararası Denizcilik Müzesi, Hamburg Museum, Aziz Nikolai Kilisesi, Elbphilharmonie ve Kunsthalle Hamburg gibi önemli rotaları gezi listenize ekleyebilirsiniz.

Almanya gezilecek yerler listemizdeki önemli duraklardan olan Hamburg ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz şu linklere tıklayabilirsiniz;

Hamburg gezilecek yerler

Hamburg’da nerede kalınır?


5. Köln


Almanya gezilecek yerler içerisinde dördüncü büyük kenti olan Köln, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin sınırları içerisinde bulunuyor. Sportif aktiviteleri, festivalleri, yerel biraları, müzeleri ve çikolataları ile özgün bir şehir yapısı sergiliyor.

Romalılar tarafından M.Ö 38 yılında kurulan kentin sokaklarında, Orta Çağ dönemine ait kiliselerden post modern binalara kadar pek çok tarihi yapıta rastlayabileceksiniz.

Gross St. Martin, Wallraf-Richartz Museum, Ludwig Müzesi, Römisch-Germanisches Museum, Köln Katedrali (Kölner Dom) ve Çikolata Müzesi ile Köln gezinizi daha kültürel hale dönüştürebilirsiniz.

Dilerseniz Hohenzollern Köprüsü‘nde şehir manzarasını seyredebilir veya Hohe Caddesi‘nde keyif dolu alışverişler yapabilirsiniz.

Köln gezilecek yerler

Köln’de nerede kalınır?


6. Heidelberg


Neckar Nehri tarafından ikiye ayrılan ve kartpostal güzelliğini anımsatan Heidelberg, güneybatı Almanya çevresinde kurulmuş samimi bir şehir. Mannheim’e 15 dakikalık mesafede yer alan şehrin tarihi uzantısı, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar dayanıyor.

Almanya’nın en eski üniversitesi olarak önem kazanan Heidelberg Üniversitesi, dağlık şehrin merkezinde yükseliyor.

İçerisinde Alman Eczane Müzesi‘ni barındıran Saray, Botanik Bahçesi, Haus zum Ritter, Friedrich Ebert‘in evi ve Kurpfälzisches Museum ise bölgeye turistik çekicilik kazandıran önemli yapıtlardan birkaçı.


7. Bremen


Kuzey Denizi’ne yaklaşık 60 km mesafede yer alan Bremen, kültürel liman kenti özelliği taşıyor. Özgün mimarisini günümüze değin getirebilmiş olan şehrin ilk yerleşimleri, 8. yüzyılı içine alan Şarlman döneminde başlamış.

Tarih, mimari ve sanat açısından zenginlik sunan kent, dünyaca ünlü kahve firması Jacobs’un ve birada öncü markalardan olan Becks’in doğduğu yer olarak önem kazanıyor.

Roland Heykeli, Marktplatz, Bremen Mızıkacıları Heykeli, Übersee-Museum Bremen, Schlachte, Kaffeemühle (Mühle Am Wall), bölgenin tarihi ve doğal güzelliklerinden başlıcalarını sembolize ediyor.

Bremen gezilecek yerler


8. Stuttgart


Baden-Württemberg Eyaleti’ne başkentlik yapan Stuttgart, Neckar Nehri’ne ve Siyah Ormanlar’a yakın mesafede bulunan metropol şehirlerden bir tanesi.

Ülkenin en güzel asma bahçelerini barındıran ve otomobil endüstrisinin beşik noktası olan kent, modern silüetinin yanı sıra coğrafi güzellikleriyle de ziyaretçilerini etkiliyor.

Yalnızlık Kalesi, Sanat Müzesi, Porshe Müzesi, Johanneskirche Kilisesi, Wilhelma Hayvanat ve Botanik Bahçesi, gezip görülmesi gereken turistik rotalarını ortaya koyuyor.

Özellikle 10. yüzyıldan kalma Altes Schloss (Eski Şato), bölgenin en önemli tarihi simgesi olarak nitelendiriliyor. Günümüzde “Devlet Müzesi” maçlı kullanılan yapıta geldiğinizde, üstelik Kelt mücevherlerden çanak çömleklere kadar pek çok farklı eserin yer aldığı zengin bir koleksiyon ile karşılaşabiliyorsunuz.

Suttgart gezilecek yerler


9. Dresden


Saksonya’nın kalbi konumunda bulunan Dresden, bünyesinde gizlediği rokoko ve barok tarzındaki mimari yapıtları sayesinde “mücevher kutusu” olarak isimlendiriliyor.

Tarihi geçmişi M.Ö 7500’lü yıllara kadar ulaşan modern kent, Elbe Nehri üzerindeki sarayları, kiliseleri ve kubbeleri ile gelen misafirlerine muazzam bir şehir manzarası sunuyor.

Prager Straße, Green Vault (Grünes Gewölbe), Kunsthofpassage, Fürstenzug (Procession of Princes), Brühl’s Terrace ve Semperoper, kentin geçmişten beri ayakta kalabilmeyi başarabilmiş en önemli mimari eserlerinden.

Ancak bölgede, tasarımları Güçlü Augustus döneminde başlatılan 2 ayrı görkemli yapıt daha varlık gösteriyor. Sergi-festival alanı olarak faaliyetlerini sürdüren Zwinger ve barışın simgesi olan Frauenkirche adındaki bu iki yapıt, şehrin tarihi geçmişine ışık tutuyor.

Dresden gezilecek yerler


10. Düsseldorf


Avrupa’nın önemli iş ve finans merkezleri arasında yer alan Düsseldorf, ülkenin en kalabalık 7. şehri. 2. Dünya Savaşı’nın ardından Batı Almanya kısmına geçen modern kent; fuar, moda ve festival haftaları sayesinde her yıl dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerini ağırlıyor.

Eğlenceden sanata, alışverişten yeme-içmeye kadar her alanda ismini duyurmuş olan şehre geldiğinizde, Ren Nehri kıyısında bir yürüyüşe çıkarak yorgunluğunuzu atabilir veya Altstandt meydanındaki lüks kafelerden birisine girerek sıcak kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Gündüz vakitlerinde de Doğa Tarihi Müzesi ve Avrupa Bahçe Sanatı Müzesi ile kompleks bir yapı oluşturan Benrath Sarayı, Rhine Kulesi, Westhphalian Parlamento Binası türündeki tarihi yapıları gezebilirsiniz.


11. Hannover


Leine Nehri üzerinde bulunan Hannover, geniş yeşil alanları ve parkları sayesinde gelen turistleri renkli bir şehir görüntüsü ile baş başa bırakıyor.

Önemli demiryolları ve tarımsal zenginlikleri ile 19. yüzyılda hızla sanayileşme süresine giren kentin asıl ince ayrıntısı ise fuar merkezi olarak adlandırılması. Expo 2000’nin gerçekleştirildiği şehirde, her yıl Cebit bilişim gibi daha pek çok fuar organizasyonu düzenleniyor.

Bölgeye gezi amaçlı geldiğiniz zaman fuar etkinliklerine katılarak doyasıya eğlenebilirsiniz. Ayrıca Sprengel Müzesi, Nanas, Deniz Yaşamı Akvaryumu, Lister Kulesi ve Marienburg Şatosu gibi turistik değer taşıyan önemli noktalara da mutlaka uğramalısınız.

Hannover gezilecek yerler


12. Dortmund


Almanya’nın en önemli demir-çelik sanayi bölgesi Dortmund; tarihi, sanatı, yeşillikleri ve teknolojik gelişmeleriyle her geçen gün önem kazanmaya devam ediyor.

Ülkenin batı kısmındaki Ruhr Bölgesi’nde uzanan metropol şehrin sokaklarında, her an sokak gösterileriyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Mesum Für Kunst & Kulturgeschicht ve Hoesch Müzesi‘ne ulaşım sağlayarak hoşça vakitler geçirebilirsiniz.

Almanya gezilecek yerler içerisinde bulunan şehrin doğal güzellikleriyle tanışmak için sevdiklerinizle veya çocuklarınızla birlikte Dortmunt Hayvanat Bahçesi‘ne gidebilirsiniz.

Dortmund gezilecek yerler



13. Leipzig


Weisse, Parthe ve Elster nehirlerinin kesişim noktasında bulunan Leipzig; sanat festivalleri, müzeleri, sosyal yaşamı ve mimarisi sayesinde Almanya’nın kültürünü çok iyi bir biçimde yansıtıyor.

Klasik müziğin öncü isimlerinden Johann Sebastian Bach’ın memleketi olan şehirde, sanatçıyı yaşatan pek çok tarihi ve kültürel yapıt mevcut.

Bach Müzesi ve St. Thomas Kilisesi, bu mimari yapıtlara örnek teşkil ediyor. Almanya gezilecek yerler listenize ülkenin bu ufak ama önemli şehrini ekleyebilirsiniz.


14. Füssen



Ülkenin Bavyera Eyaleti’ne bağlı Füssen kenti, masal dünyasını andıran şatoları ve eşsiz doğa manzalaraları ile göz dolduruyor. Romantik Yolu‘nun son güzergahlarından olan şehri, bol oksijenli havada dinlenmek ve huzur bulmak için tercih edebilirsiniz.

Biletinizi alarak öncelikle Neuschwanstein ve Hohenschwangau ismindeki görkemli şatoları dolaşabilirsiniz. Daha sonra ağaçların içerisinden görünen Forggensee Gölü‘ne giderek arkadaşlarınız eşliğinde panoromik fotoğraflar çektirebilirsiniz.


15. Bonn


2000 yıllık geçmişiyle ülkenin en eski yerleşim yeri olma özelliğini taşıyan Bonn, Ren Vadisi’nin iki yakası üzerinde uzanıyor. Almanya gezilecek yerler çizelgesinde görebileceğiniz şehir, Almanlar tarafından yıkıldıktan sonra Julianus girişimleri ile yeniden inşa edilmiş.

Ludwig van Beethoven‘in doğum yeri olan bölgede, mimariden sanata kadar her kültürel unsurda Roma tarihine vurgu yapılıyor. Godesburg Kalesi, Kurfürsten Sarayı, Kurpark, Arithmeum Matematik Müzesi, Beethovehaus, Hofgartenwiese Parkı ve Loreley Kalesi de şehrin turistik dokusunu ortaya çıkartıyor.

Almanya gezilecek yerler yazısı boyunca Avrupa’nın en önemli ülkelerinden Almanya’da gezip görmeniz gereken en önemli şehirler hakkında bilgi ve fotoğraflar paylaştım.

Bu şehirlerde hakkında daha detaylı bilgiler almak isterseniz şehir tanıtımlarının altında yer alan ilgili linklere tıklayabilirsiniz.

Bu yazıya da mutlaka göz atın: Almanya Romantik Yol Gezi Rehberi


Romantik bir tatil deyince aklınıza neresi gelir? Ya da belki şöyle sormalıyım Romantik bir tatil için Almanya‘yı tercih eder misiniz? İlk soru için dünyanın değişik noktalarından, farklı farklı kıtalardan pek çok yanıt gelecektir.

Ama ikinci soru için cevabın büyük çoğunluğu hayır olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü Almanya deyince aklımıza ilk gelenler, futbol başarısı, otomotiv endüstrisi ve markaları, Nivea krem, 80’li yıllarda yaz aylarını geçirmek üzere gelen Bavyera şapkalı eş dost olur genelde. Sanırım herkesin aklında üç aşağı beş yukarı benzer fikirler var.

Yapacağım Almanya Romantik Yol seyahatimden bahsettiğimde değişik şaşkınlık cümleleri ile, ben de karşılaştım açıkçası. Aklınızdan geçen sorulara ya da yazıyı okumaya devam ettikçe bir sonraki adımın ne olacağı yönündeki merakınıza, doyurucu cevaplar vermeye çalışacağım bu yazımızda.

Almanya Romantik Yol Neresi?


Romantik Yol, Almanya’nın ortasından güneyine, Avusturya sınırına kadar uzanan, 28 şehir, kasaba ya da köyden oluşan, 410 kilometre uzunluğunda bir rotadır.

Adını 18. yüzyılın sanatına damgasını vuran Romantizm akımından alan bu yol, dönemin ünlü şair, yazar ve ressamlarının sevdiği bir bölgedir. Bu 28 durak noktasının adları (Orta Almanya’dan Güney’e doğru):

Würzburg→Tauberbischofsheim→LaudaKönigshofen→BadMergentheim→Weikersheim→Röttingen→Creglingen→RothenburgobderTauber → Schllingsfürst → Feuchtwangen → Dinkelsbühl → Wallerstein → Nördlingen → Harburg → Donauwörth → Rain → Augsburg → Freidberg → Landsberg → Hohenfurch → Schongau → Peiting → Rottenbuch → Wildsteig → The Wierkirche and Steingaden → Halblech → Schwangau → Füssen


Tamamı Ortaçağ şehir, kasaba ve köylerinden oluşan Romantik Yol, 1950’lerin ilk yıllarına kadar çok az insan tarafından biliniyordu.

II. Dünya Savaşı‘nın sonlarında, Almanya’yı işgal için bölgeye gelen Amerikan askerleri, buranın güzelliğini keşfetmiş, sular durulduktan sonra aileleri ile tatile ve gezmeye gelmeye başlamışlar.

Sonra, çevrelerine de tavsiye etmeleriyle gelen sayısı artmış. Ufak ufak turizm noktası haline gelmeye başlamış kasabalar. II. Dünya Savaşı sonrasının ağır şartları altında ezilen ve Hitler‘in yarattığı olumsuz hatta ürkütücü imajı silmek isteyen Almanlar dört elle sarılmışlar Romantik Yol‘a.

Bugün, yılda ortalama 3,5 milyon kişiyi ağırlıyorlar. Bu sayı ilk bakışta gözünüze az gelebilir belki ama şehir ve kasabaların küçüklüğünü, dolayısıyla hizmet veren otellerin yatak kapasitelerini göz önüne aldığımızda büyük bir rakam olduğunu göreceksiniz.


Almanya Romantik Yol Nasıl Gezilir?


Romantik Yol, iki şekilde gezilebilir. Ya 28 noktanın tamamını ya da içlerinden seçtiğiniz bazılarını gezeceksiniz. Bu noktada planlama devreye giriyor.

Şimdi, tüm seyahatler için planlama yapıyoruz diyebilirsiniz. Haklısınız ama bu rota fazladan bir planlamaya gereksinim duyuyor.

Kaç yer gezeceksiniz, hangi sırayla gezeceksiniz, hangisinde ne kadar kalacaksınız, hangisinde konaklayacaksınız mutlaka netleştirilmeli ve ona göre hareket edilmeli.

Belki aradaki küçük bir kasabayı rotanıza ekleyebilirsiniz ama “biz bir yola çıkalım sevdiğimiz beğendiğimiz kasabada geceleriz” düşüncesi sizi sokakta bırakabilir. Yer ya da otel bulamayabilirsiniz. Ayrıca bazı kasabalarda saat 20.00‘den sonra hayat bitiverir, el ayak çekilir.


Bir diğer önemli nokta, Romantik Yol’da nasıl seyahat edeceğiniz. Araç kiralayabilir, tren ya da otobüs tercih edebilirsiniz. Hatta, kendine güvenen bir maceraperestseniz bir kısmını bisikletle bile gidebilirsiniz, zira bazı noktalar birbirine çok yakın. Üstelik otobüslere bisikletler de yüklenebiliyor.

Eğer araç kiralarsanız, tüm rotayı gitmeden kendiniz çizebilir, ufak sapmalar, “yarım saat daha kalalım” ya da “erken çıkalım, falanca yerde daha fazla vaktimiz olsun” diyebilirsiniz. Otobüs ya da tren kullanırsanız daha dakik olmalısınız.

Unutmadan 28 noktanın tümüne trenle ulaşmanız mümkün değil, bazı köy ve kasabalar tren yolu rotasının dışında kalıyor. Bazı noktalara trenle gidip, bir sonrakine otobüsle geçebilirsiniz elbette.

Eğer araç kiralamayacaksanız, bu durumda hangi noktaya tren hangisine otobüsle gideceğinizi planlamanızda fayda var. Bu durum da belki rotanızı çizmenizde etkili olacaktır. Belki daha romantik olsun diye yalnızca trenin uğradığı noktaları seçersiniz.


Diğer tercih konusu ise başlangıç noktanız olacak. Bu tercih de sizin hangi şehre uçup hangisinden döneceğinizi belirleyecek. Dih Romantik Yol güzergâhındaki hiçbir şehirde havalimanı bulunmuyor.

Eğer, Romantik Yolu Würzburg‘dan başlayıp Füssen istikametine doğru kat edeceksiniz, o zaman Frankfurt‘a uçacaksınız. Ya Frankfurt Merkez Tren İstasyonu’ndan Würzburg trenine bineceksiniz (Deutsche Bahn – 19€) ya da Merkez Otobüs terminalinden Otobüse bineceksiniz (Flixbus, gün ve saate göre değişmekle birlikte 7,90€’dan başlıyor) her ikisinin biletlerini de internetten ya da gittiğinizde biniş noktanızdan satın alabilirsiniz. Yolculuk süresi 70 ile 90 dakika arası.


Yok, eğer tam tersini yapıp, Füssen‘den Würzburg‘a doğru gidecekseniz o zaman Münih‘e uçacaksınız. Merkez tren garından Füssen’e giden trene bineceksiniz (Deutsche Bahn 20€) ya da yine Flixbus kullanacaksınız (gün saate göre değişken ama 11,90€ dan başlıyor). Yolculuğunuz yaklaşık 2 saat kadar sürecek.

Bir diğer seçenek ise ortadan başlamak, yani eğer birkaç kasaba görecekseniz ve bunlar Romantik Yol’un ortalarına denk geliyorsa Nürnberg ya da Stuttgart ilk varış noktanız olabilir.

Bana tercihimi soracak olursanız Würzburg‘dan başlayıp Füssen ile sonlandırmanız tavsiye ederim. Bu tavsiyemde Würzburg’un küçük de olsa bir şehir olması, havasının sizi rotaya ısıtacak olması ve bu kadar hoş bir seyahati NewSchwanstein gibi bir pırlanta ile taçlandırarak bitirmeniz gibi faktörler etkili.

Almanya Romantik Yol için kaç gün gerekli?

Romantik Yol’un 28 noktasının tamamını görmek, gerçek manada gezmek, dolaşmak gibi bir planınız varsa, o zaman yaklaşık olarak 10 güne ihtiyacınız var.

Peki, diyeceksiniz ki, benim tatilim kısıtlı, bütçem kısıtlı. O zaman, görülmezse Romantik Yol seyahati yapılmış sayılmaz denilecek 7-8 noktası var: Würzburg, Rottenburg, Dinkelsbühl, Landsberg, Ausburg, Swangau, Füssen. Nördlingen de bu listeye eklenebilir.

Neden bu şehirler derseniz, size Romantik Yol’un tüm ruhunu mantığını kavratacak güzellikte ve dolulukta bu noktalar. Ayrıca bölgeyi iyi bilen pek çok insanın tavsiyesi de bu yönde. Bu şehir ve kasabalardan kısa kısa bahsedelim biraz.

Würzburg

1945 yılındaki bombardımandan ağır yaralı (%90’ı yıkılmış) kurtulan Würzburg, Romantik Yol’un başlangıç noktası. Zamanla aslına uygun olarak restore edilen şehir, Eski Piskoposluk sarayı olan Rezidenz ile 1981 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeye hak kazanmış.

Yaklaşık 800 yıl boyunca bir devlete bağlı olmadan Piskopos-Prens tarafından yönetilen Würzburg sonradan 1800’lerin başında Bavyera’ya katılmış. Tarihi kayıtlarda ilk geçişi 450 yılı olan Würzburg’un ortasından Main Nehri akmakta.

Otobüs terminali ve tren istasyonu yan yana olan şehirde, vasıtanızdan indiğinizde Kaiserstrasse boyunca yürüyerek eski şehre Allstadt‘a ulaşacaksınız.

Benim tavsiyem eğer yorgunsanız bu civarda biraz soluklanıp Domstrasse‘yi takip ederek karşı yakaya geçmeniz çünkü şehri gezmeye başlamak için en doğru nokta, eski şehirden 20 dakika yürüme mesafesinde olan Festung Marienberg yani Marienberg Kalesi.

Piskoposluğun eski merkezi ve rezidansı olan yapı, muhteşem bahçesi, kendisini çevreleyen üzüm bağları ve gün batımında nefes kesen panoramik Würzburg manzarası ile görülmeye değer.

Alte Mainbrücke, üzerindeki 4,5 metre yüksekliğindeki heykelleri, acıklı tarihi ve akşam romantizminin en yoğun yaşandığı yer olması sebebiyle, Main Nehri üzerinde bir gerdanlık gibi duruyor.

Köprünün hemen bitimindeki belediye binası Rathaus gotik üslupla dikkat çekiyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Rezidenz yani Yeni Piskoposluk Sarayı, dillere destan tavan süslemeleri, aynalı holü, ihtişamlı odalarıyla, bu kazanımını sonuna kadar hak ediyor.

Marienberg Fortress, Wurzburg

Dom St. Kilian, Hofkirche, Mareinkapelle, Neumünster şehrin farklı üsluplar taşıyan önemli kiliseleri. Eski şehrin ortasına kurulan Markt, bilindik Bavyera pazarlarından. Ufak atıştırmalıklar, meyve, çörek ya da minik hediyelikler alabilirsiniz.

Nightwaechter adı verilen gece turunu burada yapmak mümkün, eski tarzda kostümlü elinde fener taşıyan bir rehber (Ortaçağ’ın gece bekçisi gibi sanki) tarafından yapılan bu turda şehrin tarihi ve esrarengiz olayları anlatılıyor.

Hafif tüyler ürpertici olabilir. Ayrıca röntgen ışını da denen X ışınlarını bulan Wilhelm Conrad Röntgen‘in müze haline getirilen evi gezebilirsiniz.

Rathaus’un yanında bulunan Ratskeller ve köprüyle aynı adı paylaşan Alte Mainbrücke Restoranları, bölge lezzetlerini tadabileceğiniz yerler. Rathaus’un hemen karşısında bulunan kafe, nefis İtalyan yemekleri yapıyor.

Nordsea ve Mc Donalds gibi zincir mağazalarında bulunduğu şehirde, ara sokaklarda minik pastaneler nefis kurabiye ve tartlar yapıyor. Benim tavsiyem, Romantik Yol seyahatinizde Würzburg’a en azından bir tam gün ve gece ayırmanız.

Würzburg otellerini incelemek için tıklayın.

Rothenburg ob der Tauber

Almanya’da isim konusu biraz yorucudur. Bazı şehir ya da kasabaların isimleri bir tanım ya da tamlamadır. Rothenburg ob der Tauber de bu kasabalardan biri.

Adı, “Tauber Nehri üzerindeki Kırmızı Kale” anlamına gelen bu kasabanın, Ortaçağ düzenindeki surları, Bavyera mimarisinde yapılmış yüksek çatılı rengârenk evleri, pencerelerden sarkan renk renk sardunyaları ile bir masal kitabından fırladığını düşüneceksiniz.

Mesela ben ilk gördüğümde acaba Andersen, Kurşun Askeri burayı düşünerek yazmış olabilir mi diye geçirdim içimden.:)

Rothenburg ob der Tauber

Würzburg’dan bir aktarma ile buraya ulaşmanız mümkün. Önce, Tren istasyonundan Steinach’a giden trene bineceksiniz orada Rothenburg trenine geçeceksiniz. (Bilet 13€ civarı, saat etkili) Yaklaşık 1 saat sonra Rothenburg‘dasınız.

Romantik Yol’un en çok ziyaretçi alan destinasyonu olan Rothenburg’da ilk yerleşimin 500 yıllarında başladığı düşünülüyor. Tam manasıyla bir Ortaçağ kasabası olan Rothenburg’un Kalesi ve Tauber Nehri‘ni izleyebileceğiniz bahçesiyle ve üzüm bağlarıyla sizi bir zaman kapısından geçmişsiniz gibi hissettiriyor.

Marktplatz, Rothenburg ob der Tauber

Rathaus hemen Marktplatz da bulunuyor, oldukça büyük bir bina. Dünyanın en büyük Noel Müzesi burada bulunuyor. Hemen Kathewohlfart Noel Dükkânı‘nın yanında, mutlaka gezin. Renk renk, camdan, porselenden ya da tahtadan yapılmış süsleri ve oyuncakları görün.

Her sokağında hediyelik eşya ve oyuncakçıların dolu olduğu bu kasabada bu duruma tezat oluşturan bir yer var. Ortaçağ Suç ve Ceza Müzesi yüreği kaldıranlara suçlulara nasıl işkenceler yapıldığını sergiliyor. Rothenburg’da da saat 20.00’de kasaba meydanından Nightwaechter Turu düzenleniyor.

Ayrıca başka bir yerde yiyemeyeceğiniz, Schneeballen (Kar Topu) dedikleri bir tatlıları var. Şerit halinde kestikleri hamurları, yumak yapar gibi birbirlerine gevşekçe dolayıp, çift kepçe benzeri bir aparat içerisinde kızartılıyor.

Orijinalinde üzerine pudra şekeri dökerek yenilen bu tatlıyı son yıllarda çeşitli çikolata ya da meyveli soslara bulayarak da satıyorlar. Çok harika bir şey diyemeyeceğim ama miniklerinden deneyebilirsiniz, belki siz çok seversiniz.

Schneeballen

Tavsiyem, bu kasabayı sokak sokak gezmeniz, zaten küçük olduğundan size yarım gün, 5-6 saat yetecektir. Veya öğlene doğru gelinip, gece konaklanarak ertesi sabah bir sonraki noktaya hareket edilebilir.

Bu küçücük kasabada bir Türk aile tarafından işletilen küçük bir otel, başka bir Türk aile tarafından işletilen Takı gümüş mağazası var.

Rothenburg ob der Tauber otellerini incelemek için tıklayın.

Dinkelsbühl

Hem Romantik Yol‘un hem de Almanya’nın en iyi korunmuş Ortaçağ Kasabalarından biri olan Dinkelsbühl, Rothenburg’a 45 kilometre uzaklıkta.

Otobüsle gelmeniz daha kolay olacaktır. Kuruluşu sekizinci yüzyıla tarihlenen Dinkelsbülh, dokumacılık konusunda duyurmuş adını. Sonra da ticaret rotasına eklenmiş.

Hemen Wörnitz nehrinin kenarından başlayan sur duvarları, üzeri armalarla süslü kapıları ile, kasaba sizi adeta törenle karşılıyor.

Şehrin, 14 kuleli surları üzerinde yürüyebilir, isimleri Rothenburter Tor, Segringer Tor, WörnitzTor ve NördlingerTor olan kapılarını görebilirsiniz. Dilerseniz Bauerlinsturm ve Faulturm‘a çıkabilirsiniz.

Allstadt içerisine kurulan pazara denk gelirseniz, gezip ufak alışveriş yapabilirsiniz. Zira tane ile meyve almak mümkün. Altes Rathaus ve ahşap detaylı yüksek çatılı, pencereleri çiçekli Tüccar Evleri‘ni de görebilirsiniz.

Allstadt’ın tam kalbinde bulunan St. George Kilisesi, Güney Almanya’nın en güzel kilisesi olarak tanımlanıyor. Dışında Gotik ve Romanesk mimarinin buluştuğu yapının içi de enfes. Eğer şanslıysanız, benim gibi bir org dinletisine denk gelirseniz, mutlaka 5-10 dakikanızı ayırın derim.

Romantik Yol’un en küçük kasabası olan Dinkelsbühl’de 40 dakikalık bir atlı araba (fayton diyemeyeceğim) turu ile görülmedik yerini bırakmayabilirsiniz. Nördlinger Strasse’de bulunan 3D Müzesi ve Bauhofstrasse’deki Kinderzeche Dinkelsbühl gezebileceğiniz adresler.

Kasaba küçük olmasına karşın, nefis ekmekler yapan fırınlar var. Küçük kafelerde Bavyera mutfağı kadar dünyanın başka mutfaklarından da örnekler bulabilirsiniz.

Kocaman bir kırtasiye, bir iki sahaf ve birkaç kraft mağazasının bulunduğu bu şirin kasaba için, şahsi tavsiyem, buraya 2 saat kadar ayırmanız. En fazla yarım gün yeterli olacaktır.

Dinkelsbühl otellerini incelemek için tıklayın.

Nördlingen

Romantik Yol’un en astronomik hikayesi bu şehirde 🙂 14 milyon yıl kadar önce dünyamıza çarpan bir meteorun sebep olduğu, 25 kilometre çaplı bir çukurun içerisine kurulmuş Nördlingen.

Daha önceki şehirler gibi, yine Ortaçağ’dan kalma surlarla çevrili bu şehrin, Allstadt denilen merkezi daha geniş bir alana yayılmış durumda. Diğer noktalar kadar turist çekmediği için, günlük hayat olağan akışıyla devam etmekte.

Şehirde bulunan Ries Krater Museum, meteorun hikayesini anlatıyor. Dünyaya çarptığında 1000 metre derine inen, 250.000 Hiroşima gücündeki bu çarpma sonucu 70 ile 75 bin arası elmas parçacığı ortaya çıkmış. O elmas parçalarını içinde taşıyan kayalardan kırılan taşlarla yapılmış Nördlingen.

Baldinger Tor, Berger Tor, Deininger Tor, Löpsinger tor ve Reimlinger Tor isimlerinde görülmeye değer 5 kapısı olan bu yuvarlak yerleşim planlı şehrin en büyük kilisesi St. George. Kilisenin Daniel Kulesi‘ne çıkarak şehre biraz tepeden bakmak hoşunuza gidebilir.

Bu küçük şehir içinde 2 saat yeterli olacaktır diye düşünüyorum. Düzenli oluşu, turistik olmayışı ve güzel restoranalrıyla ile günün son durağı da yapabilirsiniz. Dinkelsbühl’e 32 kilometre uzaklıkta ve otobüsle ulaşmak daha mantıklı. Tren için 2 aktarma yapmanız gerekiyor.

Nördlingen otellerini incelemek için tıklayın.

Augsburg

Bavyera Eyaleti’nin üçüncü büyük şehri olan Augsburg, İmparator Augustus döneminde, askeri merkez olarak kullanılmış, ismini de Augustus’tan almış.

Bir zamanlar Avrupa’nın finans merkezi de olan şehir, Rönesans döneminde mimarlık, resim ve müzik için de önemli bir noktaymış.

Şehrin Belediye Binası Rathaus, Alplerin kuzeyinde kalan en önemli Rönesans yapılarından biri olarak gösteriliyor. Hemen yanında bulunan saat kulesi ise her on beş dakikada bir çalarak (çeyrek geçelerde 1, yarımlarda 2, kırkbeş geçelerde 3, saat başlarında 4 kez) çalarak sizi ister istemez dakik yapıyor.

Belediye Binası’nın karşısında kalan, meydanı çevreleyen binalarda ise çeşitli markalara ait mağazalar, Bavyera ya da dünya mutfağından çeşitler sunan lokanta ve kafeler bulunuyor.

Mozart’ın babası, ünlü kompozitör Leopold Mozart‘ın doğduğu şehir olan Augsburg’da, aileye ait, bugün müze olarak hizmet veren Mozarthaus bulunuyor. Ayrıca Ressam Holbein ve Bertold Brecht de burada doğmuş. Ayrıca Katoliklerle Protestanların amansız mücadelesi 30 yıl savaşları da bu şehirde etkili olarak yaşanmış.

Augsburg’un bir diğer ilginç yanı ise, tarihin en eski sosyal konutlarının burada yapılmış olması. 1521 yılında şehrin zengin ve yardımsever (aynı zamanda sanatsever de) ailesi Fugger Ailesi tarafından yaptırılan Fuggerei, 67 ev 147 daire, kilise, çeşme, bunları çevreleyen duvarlar ve bahçeden oluşan bir kompleks.

Aileler rencide olmasın diye alınan kira ilk günden beri yıllık 1 Gulden. Bugün 0,88€ denk geliyor. İsterseniz 2€ karşılığında girip gezebilirsiniz.

Augsburger Dom, Dom St. Maria, Basilika Sankt Ulrich und Afra, Maximillian Museum, yan yana bulunan Augsburg Botanik Bahçesi ve Hayvanat Bahçesi, Augsburg Demiryolu Parkı görülmesini tavsiye ettiğim yerler arasında yer alıyor.

Şehirde yaygın bir tramvay ağının bulunuyor, bu da gezme işini kolaylaştırıyor. Kişisel tavsiyem, alışveriş de yapacaksanız, Augsburg’a 1 gün ayırmanız.

Augsburg otellerini incelemek için tıklayın.

Landsberg am Lech

Yapılan kazılar, ilk yerleşimlerin bronz çağında olduğunu belirlese de, şehir önemini Tuz Yolu’nun bir parçası olduğunda kazanıyor.

Bugün biraz şehrin içinde kalan 4 kapısı (Farbertor, Backertor, Sandauertor ve Bayertor) birbirlerinden farklı zamanlarda ve üsluplarda yapılmış, görülmeye değer, zaten yürüyüş yolunuzun üzerinde kalacak.

Lech Irmağı kıyısında, bir masal dekorundan unutulmuş gibi duran Mutterturm, Ressam Herkomer için, ev ve atölye olarak inşa edilmiş, şimdi ise eserlerinin sergilendiği bir müze.

Marienbrunnen, Landsberg am Lech

Hauptplatz‘da yani kasabanın meydanında bulunan Belediye Binası Rathaus, Meryem Ana çeşmesi Marienbrunnen, şehrin tarihi güzellikleri arasında yer alıyor.

Adını da aldığı Lech Irmağı kenarına kurulu bu kasabaya, insan eliyle yapılmış olan minik, basamaklı şelale romantik havasını perçinlemiş.

Romantik Yol’un en güneşli şehri olmakla övünen Landsberg oldukça küçük bir kasaba. Şehrin meydanına her cumartesi kurulan 7-8 tezgahlık pazarından alışveriş yapabileceğiniz bu kasabada, Lech Irmağı kıyısında bulunan kafelerde güzel vakit geçirebilirsiniz. Landsberg am Lech için 2 saatin yeterli olacağını düşünüyorum (yemek molası hariç).

Landsberg am Lech otellerini incelemek için tıklayın.

Schwangau

Hohenschwangau Castle

Bu kasabanın adını hiç duymamış olabilirsiniz, belki de duymayacaksınız bir daha. Ama buraya her yıl milyonlarca turist çeken iki şatoya (aslında biri diğerinden biraz daha önde diyebiliriz) ev sahipliği yapıyor olması adının pek çok seyahat rehberinde anılmasını sağlıyor. Ayrıca yan yana gibi ya da bakış açınıza göre tek göl gibi duran Alp ve Kuğu Gölleri ile de taçlanıyor bu isim.

Hohenschwangau Şatosu, Prens II. Maximilian tarafından satın alındığından tam manasıyla bir harabeymiş. Gotik üslupta yeniden yapılan bu şato II. Maximilian ve Ailesinin en sevdiği yer olmuş zaman içinde. Hatta II. Ludwig‘in daha çocukken karşı tepeye uzun uzun baktığı söylenir. Belki de o zaman koymuştur kafasına.

Ortaçağ’ın kahramanlık hikayelerini, özellikle Lohengrin’in resimleri ile süslenmiş olan şatoda, Kahramanlar Salonu, Şövalyeler Salonu ve Kraliçenin Odası birer sanat eseri. Yalnızca rehberli turla gezilebilen şatonun tek giriş ücreti 12€.

Çocukken karşı tepeye uzun uzun baktığı söylenen II. Ludwig ise , 18 yaşında tahta çıktığında o noktaya, masallara ilham veren bir şato yaptırmaya başlıyor. Neuschwanstein Şatosu‘nun maliyeti hesaplananın o kadar üzerine çıkıyor ki, bitmiyor bir türlü.

Tamamlanmadan yaşamaya başlıyor ve II. Ludwig ancak 3 hafta yaşayabiliyor. Sonradan tamamlanarak masrafını çıkartabilmesi için ziyarete açılıyor.

Bugün, II. Ludwig’in yatak odası, banyosu, çalışma odasının da aralarında bulunduğu kısıtlı mekân ancak rehber eşliğinde gezilebiliyor. Çok sevgili dostu Wagner’in operalarından ilham alan “Şarkıcılar Salonu” tek kelimeyle nefes kesici. Giriş 13€.

Bu iki şato haricinde bir de Bavyera Krallar Müzesi‘nin bulunduğu kasabada üçü için kombine bilet 31,5€ satılıyor. Kompleksin içerisinde, Alp Gölü kıyısında hoşça vakit geçireceğiniz kafeler ve hediyelik eşya dükkânları da bulunuyor. Bu komplekse bir gününüzü ayırmanız iyi olacaktır.

Schwangau otellerini incelemek için tıklayın.

Füssen

Romantik Yol parantezini kapatan son kasaba olan Füssen, dar sokakları ile sizi hoş veda sunacak. Romantik Yol boyunca karşınıza çıkan renk renk gotik evleri son kez göreceğiniz nokta burası.

Burada, belki sokakların daha dar olması sebebiyle (çevresi dağlık) daha çok insanı sokaklarda görebilirsiniz. Çokça eğlenceli kafe mevcut.

Linderhoff Sarayı, Etel Manastırı, St. Mang’ Abbey, Heilig Geist Spitalkirche ve Hohes Kalesi görülebilecek yerler arasında.

Lech Irmağı’nın kenarında bulunan Hohes Kalesi’nden, ağaçların arasından inerek ırmak kenarında biraz kısa yürüyüş yapıp tüm gördüğünüz güzellikleri düşünebilirsiniz. Füssen için yarım gün yeterli derim ben.

Füssen otellerini incelemek için tıklayın.

Bu noktalar benim size görmeniz için önerdiklerim. Siz vaktinize ve bütçenize göre başka ekleyebilir, ya da farklı bir düzenleme yapabilirsiniz elbette. Tek tek noktalarda, yine genele dönecek olursak; Romantik Yol boyunca, nereye giderseniz gidin karşınıza, ufak tefek farklarıyla, Bavyera mutfağının çeşit çeşit sosisleri, hardal, patates ve lahana salataları çıkacak.

Bölgenin bazı noktalarında kuzey denizinden gelen balıklardan hazırlanan ve kağıt içinde sokaklarda yenen Fish&Chips yaygın tüketilen bir başka yiyecek.

Her şehirde karşınıza çıkacak fırın ve pastanelerde kendine özgü ekmek çeşitlerini, bu ekmekler yerel ya da bilinen peynirlerle yapılan sandviçleri, ginger bread ve bretzel başta olmak üzere değişik tatlı kurabileyeleri, Alman pastası, karaorman pastası, apfelstrudeli tadabilirsiniz. Bölgenin birası kadar şarapları da meşhur, özellikle Würzburg ve Rothenburg bağları.

Bretzel

Bavyera bölgesi olması sebebiyle, Romantik Yol durakları boyunca, her şehir ve kasabada, o şehrin armasını taşıyan, porselen ya da kristal, bardaklar, fincanlar, yüksükler bulabilirsiniz. Ayrıca şehirleri sembolize eden hayvanların sevimli porselen heykelcikleri de alabilecekleriniz arasında. Ginger Bread, yerel şekerleme ve çikolatalarda alışveriş listenize eklenebilir.

Son olarak, Romantik Yol seyahatine çıkılmışken, rotaya dahil olmayan ama dokusu farklılık göstermeyen, o kadar yol gitmişken vakit ayırabilirsiniz diyebileceğim 3 şehir var: Heidelberg, Bamberg ve Nürnberg.

Bu şehirlerin gezi rehberlerinin linkleri şurada: Heidelberg Gezi Rehberi, Bamberg Gezi Rehberi, Nürnberg Gezi Rehberi.